Git. Sen de git. Bu koca şehirde ruhsuz bir umman büyüklüğünün içindeki kalabalık denen insanlar aleminde bırak beni. Nasıl olsa onların varlığı, benim en sadık yâr'im olan ruhumdaki karamsarlığı rahatsız etmiyor. Onlar dokunmuyorlar bana, onlar beni bilmiyor .
Yazamıyorum bak tam elli beş gündür. Kalemim unutmuş kendini, nereye sürüklenmesi gerektiğini çözümleyemiyor. Hecelerim yolsuzluğa kapatmış masumiyetlerini, isteyerek haciz etmişler heveslerini, çirkin bi evlilik akdinin sönüşünü izlerlerken, melül melül bakıyorlar yaşanmışlıklarına . Geçmişi hüzünle izliyorlar, ancak bu şekilde geri dönebiliyorlar adına Cihan denen aynasızlığa. Artık tamamen sessizliğimle konuşmak istiyorum. Bir tek onu duymak ona güvenmek istiyorum. Bilakis, benimle söyleşmekten asla sıkılmayacak tek gerçek o, bunu biliyorum. Eminim ve hatta, görüyorum .
Ağır bir pişmanlık duyuyorum çünkü yaptıklarımdan dolayı. Evet, pişmanım fazlasıyla. Ve bunu kabul ediyorum. Vardığım kararlardan, savurduğum tavırlardan, gördüğümü sandığım rüyalardan dolayı. Hevesim kalmadığı için bu yorgunluğa karşı. Hayata karşı amaçsızlığımla direndim her seferinde. Ve yine, yanılmadım muhtemel düşüncelerimde. Artık inanmıyorum, düştüğümde kalkacağıma. Her seferinde bir parça daha azalıyor çünkü ruhum. Her seferinde biraz daha hızlı düşüyorum. Ve yok olurum belki ' Diyorum. Bu sefer tamamen kurtulurum. Hayır, olmuyor istediğim gibi. Neyi istediysem hiç bir zaman olmamıştı ki . Neden istiyordum bilmiyorum, daha fazla acı çekmek mi ? Zamanla.. Ah bu zaman. Sadece geçip duruyor. Hiç bir yarayı iyileştiremiyor. Akrep yelkovanı kovalarken ömür de biraz biraz bitiyor. İşte o zaman, sen de bitiyorsun. Zamanın seni hiç önemsemeden geçmesine hiddetleniyorsun hatta bazen. Hakkın varmış gibi, onu karalamaya çalışıyorsun . Ve bunu zoraki bi şekilde başarıyorsun. Artık zaman, senin düşmanın oluyor. Üstünü çizdikçe, ömrünü köreltiyorsun .Kendini karaladığın, bir hiç uğruna yıprattığın yetmiyormuş gibi zamana laf atıyorsun. Sanki hep sen suçlusun, sanki hep sen mahkum.
Zamanla dedim, isteklerimden vazgeçtim. Çünkü biliyorum, istesem de olmayacak. En iyisi artık hiçbir şey istememek diyorum. Daha katmerli acılara, kendime yaptığım acımalara, ruhumu saran sancılara hiç mi hiç gerek yok artık. Geçmişten kalanlardan kurtulamadım çünkü, iyileşemedim hâlâ. Hastayım sönüyorum. Uykum geldiği için değil, bazı anıları unutmak için artık uyuyorum.
Eskisi gibi düşüncelerimi kalemimin etkisiyle kelimelerimden süzüp yırtık bir kağıt köşesine aktaramıyor olmam hadsizleşerek sıkıyor canımı. Bir şeyler düğümleniyor düşlerimde hatırlayınca geçmişteki anılarımı. Ne çok seviyormuşum be, nasıl da feda etmişim ecdadımı. Yok olmuş O'nun için aldığım her nefes , kirpiklerimden süzülen yağmur damlaları yavaş yavaş sömürüyor tüm varlığımı. Kendine iyi bak ' demeyeceğim. Zaten benim için sürdürmüyorsun yaşantını. Hiç bir hedef kalmamış bende, çoktaan kapatmışım aşk buseleri saçan gölgesiz ışıklarımı. Karamsarlıktayım çünkü, hiç bir bedel unutturamıyor bana karanlığın hapsindeki o müptezel hazzı.
Nasıl da sevmişim seni ..! Renkleri, dünyayı, kendini güzellikleri ve çirkinlikleri göremeyen bir âmâ gibi. Etrafındaki gürültülerin farkında olmayan, bebeklerin ağlaması nasıl bir şeydir diye bilmeyen, evrenin en mükemmel şarkılarını duyamayan bir sağır gibi . Konuşmak için can atıp , olasılıksızlığında boğulan körpe bi ceylan , bir dilsiz bir lâl gibi .
Ne çok sevmişim seni.. Yolunu gözleyen, merakından ölen, ruhundaki çukurlara gömülen bir deli gibi. Gelmeyeceğini bildiği halde, beklemekten bıkmayan usanmayan tatlı bir kabus gibi. Hayatımı mahvedişim bir tek sana mahsus gibi. Masal gibi, aşk gibi, ben gibi ..!
Bir kere kırıldım ya, yeniden tamirim yok benim. -Ki zaten parçalanmıştım, toparlanışım zor benim.
Bir kere üzüldüm ya, yeniden gülesim yok benim. Mutsuzluğu dibine kadar tattım, yeniden mutluluğa inancım dar benim.
Olmayan şeyler bana huzur vermiyor, soyutluklarınla değil somutluklarınla dur karşımda-çık karşıma.
Kendine iyi bakma, bu bir bitiş değil. Kendimden vazgeçişimdir .
Kendine iyi bakma .. Seni sevdiğim halde duygularımı sol yanımdan istemeyerek ayırışımdır bu benim..
Kendine iyi bakma.. Sen nasıl olsa bensiz yaşamayı çok iyi bilirsin !
Ara sıra hatırla beni sevgilim.. Nacizane suskun yüreğimin tek emelidir bu önemsiz satırlardaki bedbaht serzenişlerim . Yok ettim defterlerimi, herhangi bir anlamım yok benim.
Seni anlattığım yazılarımı oku, kalemimi ağlattığım sızılarımı oku. Senden.. Bu yaşananlara rağmen, senden nasıl da kopamadığımı oku.
Seni hâlâ seviyor değilim, sadece kızgınım biraz. Kızgınlık bir sevgi ifadesi değil midir zaten ? Değildir bu saatten sonra. Sana dair sevmelerim çok az . Üzerine alınma sakın yazdıklarımı, düşünce bakımından dalgınım biraz. Arsızım bugünlerde, fazlasıyla da yorgun.. İşte bu tuhaf nedenden ötürü hislerim yobaz . Sözcüklerim kifayetsiz ve yitik , gülümsemelerim az. Her yüreğe sığmaz bu darlık, her kağıt kaldıramaz. Dile gelse duvarlar, düşlerimi yağdıramaz. Hücrelerimin kalbi ipekten hayal misali .. Bu tövbekâr sitemim kaleme hece yazdıramaz.
Yeter ulan, yeter. Benim içimdekileri sana monte etseler , hayatını askıya al deseler. Bakalım nereye kadar dayanabilirsin düşündüklerinle savaşmaya. İsteklerinden kaçmaya, bi korkak misali saklanmaya, arzularını yıkmaya, benliğini yakmaya. Konuşma ya, yorum yapma benim hakkımda ! Bildiklerimi yeniden duymaktan bıktım. Sürekli kendimi suçlamaktan usandım. Anlayabiliyor musun beni ¿
Hiiç sanmıyorum, aslına bakarsan anlayabileceğini de düşünmüyorum. Önemseme, boş ver gitsin. Okuyunca bunları ' delinin biridir ' dersin . O nedenle, üstü kalsın geçmişte havaya attığım tebessümlerimin. Benim yerimde olsan, elbetteki farklı dönüşleri denersin.
Karantina altına al nefeslerini, belki o zaman bulabilirsin bendeki yerini. Çözebilirsin o zaman -belki- neden gülüşlerimi hapsettiğimi.
Öylesine yazılan bir kaç satır işte.Anlamsız çoğu zaman,sade hilekâr ve lûtufkâr.Benim için,içimi döktüğüm şu kara sayfalar,senin için hiç bir önem ifade etmiyor ey sevgili yar.Sana sevmelerimi helal etmiyorum,dibine kadar haram olsun dünyan cehennemime dönüşsün.Kifayetsiz hecelerde azrailin zulmünden kaçamayıp sıkış tebessümlerinde orada biçare kal.Azabımdan çöle dönüşsün o şuursuz gönlün.Sevme,seveme ben gibi herhangi birini.Birer birer yapışsın ruhuna,yüreğime hançerle kazıdığın yara izleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder