Kendime bakıyorum da,
Hiçbir şeyim yok
Ne okulum, ne işim, ne sırtımı dayayabileceğim güvenilir bir arkadaşım
Ne var oluş sebebim, ne de sevdiğim tarafından sevildiğim..
Yalnızlığım var bana, Tanrı'mdan en mucizevi armağanım
Şikayetçi değilim, seviyorum onu. En azından o beni bırakmayacak, adım gibi biliyorum.
'Yazılarım var benim, hislerimi dört duvar arasında hükmedercesine yazdığım ve bir o kadar da zorlanarak sinsice gizlediğim ' diyorum da onlar da bir işe yaramıyorlar bir zamandan sonra.
Göremiyorum onların serzenişlerini, onlar bana suç.
Yine de elime aldığımda seviniyor kalemim, geldiğinde kendisine masumca bir dokunuş..
Yaz yaz nereye kadar, bir zamandan sonra kelimelerim de tıkanıyor !
Herkes bir şeyler yapıyor, gülüyor, eğleniyor, içten içe kahkahalar atıyor..
Bense sadece uzaktan izlemekle yetiniyorum
Tanımadığım insanların mutluluğunu kıskanıyorum.
' Hani .. ' diyorum ' Belki ben de .. '
Ben de bir gün tadarım huzur ırmağından akıveren bu mutluluk tablosunu. Belki .. ! '
...
Yaklaşık üç sene önce, çok güvendiğim iki kişinin darbesini yedim. Ne okulum kaldı, ne okuma hevesim. Her şeyden elimi eteğimi çektim. Okula boş boş gidip gelmekten başka yaptığım herhangi bir şey yoktu zaten.
Herneyse, tam toparlandım dedim, en sonunda ruhumdaki fiziksel eziyetlerden kurtuldum dedim,
Derken..
Tam anlamıyla güvenmediğim lâkin yürekten güvenmek istediğim birinin yine ve yeni darbesini yedim.
Mesafeler hiç bir şeye engel değildi.
Fakat, sayın x kişisi - parantez içinde sevdiğim - kızlarla, arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirebilmek için 'bitsin' dedi.
Ve ondan önceki zamanlar da bana arada bir ' Seni seviyorum' derdi.
Alt tarafı ' bana haber ver, gitme demem bilgim olsun yeter ' demiştim.
Demek ki çok şey istemişim. Bu muydu sevgi, işine geleni yapmak ve zora gelince kaçıp gitmek miydi ¿ Arada tonlarca uzaklıklar olmasına rağmen ruhlarda bütünleşmek değil miydi !
Zaten iyi bilirdim, bir yerlerde patlak vermeliydi.
Bir tarafın korkak olması gerekliydi.
Şimdi diyorum ki ' Vay benim zavallı kaderime.
Bana bir parça bile mi mutluluk payından düşmedi ¿ !
Saat gecenin 04.08'i.
Bir sigara daha yakıyorum..
Uykum yok, düşüncelerim karma karışık.
Seni ' diyorum kendime..
'Seni kimse yürekten sevmedi ki.
Neden imkansızı arzuladın, olmayacağını bile bile böyle bir yalana inanmak istedin ki !
Niçin kandırdın kendini, düşüncelerin hangi ruhun müebbet hapisinde ki !
Gücenmiyorum ama, kızmıyorum.
Kin tutmuyorum da. Çünkü artık, en ufak bir sevda kırıntısı taşımıyorum ruhumda.
Hak ettim, yaşadım ve bitti.
Peki neden, neden ben ? ' diye sormuyorum da. Çünkü ruhum bu ayrılık meselelerini en güzel alışkanlıkları hâline getirdi. Benim hakimiyetim bir bana özeldi, yaşadığım acılar gözlerim için nehirdi.
Bu onun bahanesi, benim son ezberimdi.
Ulaştığı hürriyet, benim son zehirimdi.
Ayrılık mı ¿ İki aptal şairin şiirlerinde betimleyerek anlatamadıkları çirkin bir resimdi.
Artık hesabını vermem gereken amaçsızca aldığım -sözde beni yaşatan, ayakta tutan, ruhumdaki yaraları birer birer kanatan- bu kirli nefesimdi.
Bir rüya masalıydı, ruhumda ezelimdi.
Dizelerime sığmayan benim tek gazel'imdi.
Her şey geçmişte kaldı, sevilen sevemedi.
Ruhunu veremedi, birer birer ayrılırken düşlerim bu hacizkâr bedenden, sonunu göremedi. Yazdığı tiyatronun bedelini ödemedi. Cesaret edemedi, ruhuma eremedi.
Saçma bir hikayeydi, kolaydı yaşanırken.
Gözlerden yaş akmadan , mutluluğa tapmadan bitmesi gerekliydi,
Ve en sonunda bitti.
Öylesine yazılan bir kaç satır işte.Anlamsız çoğu zaman,sade hilekâr ve lûtufkâr.Benim için,içimi döktüğüm şu kara sayfalar,senin için hiç bir önem ifade etmiyor ey sevgili yar.Sana sevmelerimi helal etmiyorum,dibine kadar haram olsun dünyan cehennemime dönüşsün.Kifayetsiz hecelerde azrailin zulmünden kaçamayıp sıkış tebessümlerinde orada biçare kal.Azabımdan çöle dönüşsün o şuursuz gönlün.Sevme,seveme ben gibi herhangi birini.Birer birer yapışsın ruhuna,yüreğime hançerle kazıdığın yara izleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder