İsyanım sana değil, kendime
Beni anlatan her kelimeye, düşlerimi sana bağlayan her cümleme.Hecelerimi ağlatan her derdime
Seni yazmaktan bıkmayan o kara mizahlı defterime
Gürül gürül akan çileli gülüşlerime
Seni.. Bendeki ufacık ' kalp ' denen hücrede muhafaza eden herşeyime.
İsyanım sana değil, kendime
Keşke ' demekten bıkmayan, boğazına ince bir kemer takıldığı halde , günahsız matemleriyle ömrü boyunca sessizlikte takılı kalan dilime.
Ruhunu ruhuma adayan zihnime. Gözlerindeki kelepçelere. Dağa, aya, güneşe..
Özgürlüğün tadına bakan her sahteliğe
Bir öykü misali mutsuzlukla sonlandırılan,uçurumun kenarinda asılı kalan yüreğime.
Yarım kalan bedenime. Gelmeyeceğini bile bile, beklemekten sıkılmayan ,
Yollarına inatla çiçeklerini koparıp gördüklerini feryat- figân ağlatan yok sayan, körleşen gözlerime.
Ölümün sıcak şehvetini kendinden geçercesine her an yanında saklı tutan, onu ve seni arzulayan ellerime.
Seni sevme düşüncesini hayat felsefesi yapıp özlem kelimesini duyduğu an emeline sım sıkı, daha sıkı bir şekilde sarılan gönlüme.
Masum gülüşlerine, asaletine, gözlerinin içine
Sırf seni anlatacağım diye uzuun uzun cümleler kurup saçmalamaktan zevk alan, kendini rüyalara saplayan kalemime.
Seni amaçsızca sevmemdeki beceriksizliğime.
Ardından döktüğüm her göz yaşıma, aşkıma sevgime.
Adını duyduğu an kendini unutup bir volkan misali uzaklara dalıp giden kirpiklerime.
Özlemenin kıymetini adı gibi benimseyen , seni her an yanımda hissettiren hayallerime.
Günün 24 saatini ruhunla anlamlandırmamı sağlayan evrene
Üzerimize kalıp gibi asılan hikâyelere, bizi ayırmaya çalışan cinayetlere.
Seni benden kopartmak için yapılan düzenbazlıklara, akla sığmayıp gerçekmiş gibi var sayılan rezilliklere.
En değerli varlığımı benden almaya çalışıp beceremeyince yenilgiyi kaldıramayan sözde efendiliklere Her gece, her salise uyuyamayıp hayalini kurduğumda, özlemekten vazgeçemediğim o mahsun gamzelere
Hayattaki tek dayanağım olan senli emellerime, ölümü yalnızca seninle karşılıksız ve şehvetli bir şekilde arzulayan mehtapsız gecelerime.
Sensizlik cehennemin farklı bir adı.. Kalmıyor hayatın tuzu biberi, sarhoş eden tadı.. Duyabilseydi eskiler sendeki adı, onlar da tanımlamakta gücenirlerdi bu mücevher misali sahip olunamayan sevdayı.
Bana kıyamet azabını yaşatan son sözlerine.
Uğruna köhne bir kuyuda şahlandırdığım, öldüremediğim lâkin yaşatamadığım sözlerime.
Yıldılzarın gizemine, ay'a hâlâ yaşıyor oluşuma,
Ben, neden seni sevdim ki böyle, kaybolmasını asla istemediğim bir rûya gibi içten içe
Sigaram vardı, çakmağım vardı, boğazıma sarılıp benden intikan almaya çalışan yalnızlığım vardı..
Hayal kırıklıklarım, umutsuzluklarım vardı ğek çok
Ben.. Onları unutup nasıl da seni sevdim ¿
Artık hiç bir anlam ifade etmiyor dünyanın o derbeder güzelliği ile gecenin caniliği
Saatin farkında bile değilim
Aylar günler Beni umursamadan bitiyor
En son, mutluluğumu ayrılık geçiyordu.. Yalnız bu kalmış buğulu gözlerimde
İsyanım sana değil, kendime
Ayrılığın kadehini müptezel bir şekilde yüreğime armağan edişine
Bir kez olsun ardına bakmadan, beni cihanda bırakıp gidişine
Binlerce kez ' seni seviyorum ' deyişime.
Ah ulan, neden ben be , niye ..!
Çaresizliğime ve değersizliğime, kızdığımda canavar gibi parlayan edepsizliğime,
Sana, bana , bize ..!
.....
Varsın olsun be, gelme.
Ben, üzerime düşen son görevi yapıp beklerim seni her şekilde.
Sonunda dayanamayıp intiharı göze alsam , umutsuzluklar diyarı'nda kaybolsam bile,
İçtiğim her sigaranın dumanıyla resmini yağdırsam ..
Kayıp bir düş yumağının kıyısında cayır cayır yansam bile
Her an adını ansam, çocuklar misali küçücük bir şekerle dünyalar benim olsa,
Yeniden doğsam sevincimle
Hayallerimi akşam güneşleri ile saçsam, yakamozları gördükçe yalnızlığıma sarılsam
Boğazıma takılı kalan her cümleyi okyanusun tam ortasında fırlatıp atsam,
Bıraksam onları orada bir başlarına, hüzünlerini gördükçe neşemden çığlıklara boğulsam
Unutsam herşeyi, önce kendimi sonra da seni unutsam
Kalabalığın içinde yalnız kalmayı umursamadan, yaptığım hataların cezasını kat be kat
Fazlasıyla etrafa dağıtsam bile,
Varsın olsun, gelme sen. Sen hiç gelme ..!
Ben yine de bekleyeceğim seni..
En içten kahkahalarını acılarına armağan eden eski bir komedyen gibi .
Öylesine yazılan bir kaç satır işte.Anlamsız çoğu zaman,sade hilekâr ve lûtufkâr.Benim için,içimi döktüğüm şu kara sayfalar,senin için hiç bir önem ifade etmiyor ey sevgili yar.Sana sevmelerimi helal etmiyorum,dibine kadar haram olsun dünyan cehennemime dönüşsün.Kifayetsiz hecelerde azrailin zulmünden kaçamayıp sıkış tebessümlerinde orada biçare kal.Azabımdan çöle dönüşsün o şuursuz gönlün.Sevme,seveme ben gibi herhangi birini.Birer birer yapışsın ruhuna,yüreğime hançerle kazıdığın yara izleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder