Özledim..
Bir çiçeğin suya hasret kalması gibi özledim
Bir kardelenin yağmura ölümsüz bakması kadar özledim
Bir kalemin bir kağıda aşık olması kadar özledim
Bir sevgilinin onu hayata bağlayan sevgisine hasret kalması kadar özledim..
Özledim..
Sadece özledim işte !
Sana olan hasretimi saatlere gizledim..
Her sabah gazeteci kapıma bırakır gazeteyi,
Her gün.. Zilin sesini duyduğum an 'belki o'dur ' deyip, yolunu gözledim.
Bir bilebilsen bendeki o ufak yeri geldiğinde dünyayı sarsacak şiddeti olan o isteği
Belki sen de beni özlerdin.
Özlemek kelimesini yazarken bile, kalemim kendinden geçiyor.
Konuşuyor benimle adeta, hayalini gözünde canlandırıp, gülüyor masumca..
Bu düşünce bile, sana karşı daha arzulu,daha şiddetli,daha karmaşık özlem duymamı sağlıyor.
Taptığım gamzelere dokunmayı özledim..
Bilirken gelenin sen olmadığını ve olmayacağını ;
Ben yine de.. seni beklemekten ve özlemekten vazgeçmedim.
'Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur ' dediler.
Kabul etmedim, direndim
Sonunda hasretine çaresiz bir şekilde yenildim.
Dedim ya.. Ben sadece..
Sadece seni özledim işte !
Mezarlıklarda yeşeren bir gül gibi özlemim
Sahranın tam ortasında seni görür gibiyim
Sanırsın ki kendini imkânsızlıklar denizine sürükleyip hapseden bir deliyim,divaneyim.
Leyla ile Mecnun'un aşkını gerçekten yaşıyor gibiyim..
Seni özlemeyi bile özledim, düşün artık ne haldeyim !
Bülbülün güle olan aşkı, kadehlerimin meşki..
Şairlerin acıya olan şevk'i gibi..
Kedinin köpeğe olan nefreti misali sana olan özlemim..
O kadar büyük, o kadar narin ve tahmin edilecemeyecek kadar da derin..
Ölüme duyduğum hasret gibi, yaşama duyduğum nefret gibi
İmkânsızı arzulamak gibi sana dair özlemim.
Ellerini, gözlerini, bakışlarını, dudaklarını, bana mükemmel olmayı arzulatan kokunu..
Kısacası,
Sana ait olduğu halde bana armağan ettiğin 'sen'i özledim ..!
Öylesine yazılan bir kaç satır işte.Anlamsız çoğu zaman,sade hilekâr ve lûtufkâr.Benim için,içimi döktüğüm şu kara sayfalar,senin için hiç bir önem ifade etmiyor ey sevgili yar.Sana sevmelerimi helal etmiyorum,dibine kadar haram olsun dünyan cehennemime dönüşsün.Kifayetsiz hecelerde azrailin zulmünden kaçamayıp sıkış tebessümlerinde orada biçare kal.Azabımdan çöle dönüşsün o şuursuz gönlün.Sevme,seveme ben gibi herhangi birini.Birer birer yapışsın ruhuna,yüreğime hançerle kazıdığın yara izleri
Sonra özlüyorsun onu.. Sana mesaj atmasını,gece uyumadan önce başını boynunun altına yaslayıp kilometrelerce öteden sımsıkı sarılarak uyumayı.. Özlüyorsun işte.. Sonra gidiyor hep.. Defalarca gidiyor.. Hiç merak etmiyor seni,özlemiyor. Oysa sen nefes alamıyorsun.. Boğazında bir düğüm,kelimeleri söyleyemeyecek kadar kesiliyor nefesin.. Çünkü o yok.. Yutkunsan geçecek biliyorsun işte.. Ama yutkunamıyorsun.. Boğazında bir el sımsıkı tutmuş sanki seni.. Bişeyler organlarını çekiştiriyor sanki kaburgan acıyor gibi.. Ne yaparsan yap geçmiyor.. İçiyorsun kaçıyorsun ağlıyorsun gülmeye çalışıyorsun.. Uyumaya çalışıyorsun ama geçmiyor.. O görmüyor bunları.. Sanki hiç birşey olmamış gibi yaşıyor.. Nefes alıyor ,özlemiyor.. Sanki seviyorum diyen o değilmiş gibi,yaşıyor işte.. En çok ta bu acıtıyor.. Nasıl özlemiyor,nasıl eli telefona gitmiyor..diye Oysa, Gittiği yerleri ,canını sıkan şeyleri,kokusunu,gülümsemesini ,nasıl uyuduğunu bilmek istiyorsun. Onu istiyorsun ,her anını her saniyesini.. Sonra kafana tekme gibi giriyor bir düşünce.. O nasıl bensiz yapıyor? Nasıl nefes alıyor anlamıyorsun…. Çünkü sen yapamıyorsun çok acıyor biliyorsun işte.. Git derken bile gelmesini milyonlarca kere içinden geçirerek istiyorsun.. Ne kadar seversen sev vazgeçmek zorunda oluşun canını acıtıyor.. Mesaj atmayacağı,aramayacağı halde ; ya o yazarsa? ya ararsa..diye kapatmıyorsun telefonu.. Belki gün içinde yüzlerce kez bakıyorsun ekrana.. Sonra bomboş ekranı görünce,saate bakıyormuş gibi yapıyorsun.. Oysa onu bekliyorsun işte.. Tek bir mesajını .. Özlüyorsun .. Hem de bişeyler organlarını çekiştirircesine özlüyorsun.. Herşey herkes geliyor. Ama o gelmiyor.. Sanki hiç özlememiş gibi …
YanıtlaSilKimse durup dururken gitmez. Ya özlediği başka biri vardır, ya da hislerini karıştıran cümleleri. Konuşurken bile özleyen biri, nasıl olur da ayrılığı ister diyorsun. Ama istiyor, el mahkum gidiyorsun ! Çünkü senin gururn var, çünkü senin O'na ait kalmasını istemediğin bi hayatın var. Madem gideceğini adın gibi biliyorsun, neden böyle saçma bi teklifi ona sunuyorsun ? O da, elbette gidiyor, ' söylediği her şey yalanmış demekki ' diyor. Ve kelimelere anlatamıyor artık hislerini, ruhuna saldırıyor ve onu yok ediyor. İmkansız mı sanıyorsun ¿ Tabii ki de değil, O nasıl bensiz hayatına devam ediyor ' diye düşünürken, görüyorsun bir şekilde. Yaşadığını, güldüğünü, içten içe etrafına kahkahalar saçtığını görüyorsun. Demekki ' diyorsun, demekki özlemiyormuş bile. Çünkü, özlese, bir şeyler yapar, bi mesaj atar. Duymaktan zevk aldığın sesini işitmek için, arar. Yapıyor mu ? Yapmıyor. Demek ki, özlemiyor ! Hiç düşünmüyor da, düşünse keşke diyorsun, sen merak ediyorsun, fakat o merak etmiyor. Çünkü o, senin adını duyduğunda her hangi birinin dilinde, önce tatlı bi tebessüm beliriyor dudaklarında, sonrasında ise. Git ' deyişini hatırlıyorsun. Bütün gülüşlerin, hevesin.. suyun o sımsıcak alevini bitirişi gibi sönüveriyor. Senin canının yandığı kadar onun canı yanmıyor. Sen özlemiyorsun, ama o özlüyor ..! Her şey gelir, herkes gelir tabi. O da özlese, gelirdi.
Sil