Dönmeyeceğini iyi bildiğin halde beklemekten bıkmadığın biri var o pencerenin ardında.
O seni ne yazık ki göremiyor, duyamıyor, bilemiyor
Ruhundaki aşk tanrıçalarının gülüşlerine dokunamıyor
Tadamıyor acılarının ilmihâlini, yine de ' olsun be.. ' diyorsun, sönmeyen bir lambadır aydınlatan hayallerini 'Belki' diyor güneş tüm yapmacıklığıyla, yılın sekizinci ayında bile ellerini ısıtmayı beceremeyen soğukluğuyla 'Belki döner ha geri ¿ '
Onun tebessümleriyle yaşama tutunman, hayatın sana oynadığı kefilsiz bir kumardır senin için illaki
Usul usul yakarken, artık ızdırap vermeye başlayan heveslerini , kaybediyorsun kuytu bir hapishanede en gösterişli görkemlerini
Ve sonunda, tutunursun dalı kırık olan, görüntüde sağlam takılan o ağaca
Matemlerin sıkar boğazını..daralırsın, darlanırsın, ölürken bile onu arzularsın umarsızca
Bir vazgeçişin, bir de yaşanmışlıkların anılarını yıkar hunharca
Dalının gıdım gıdım kırılacağını biliyorsun, fakat bakmaktan alamıyorsun sanki kendini o dalgaya
Pencerenin ardında gizliyorsun bir tek sana ait kalan saklı yanını
Sile sile bitiremiyorsun ruhundaki aşk kırıntılarını
Sırf oyuna katılamadığın için bitmesini istiyorsun rastlantılarının
Her yeni pencere, geçmiş vakitlerdeki sırlanışını anlatıyor aslında,
Onun için emellerini çöllerdeki seraplara atışını ya da.
Pencereler çirkin, pencereler tuhaf, onlar ruhundan da kirli,
Beyazı olmayan sisli bir kara ..!
Yine de ayrılamıyorsun onlardan, acı çekmeye o kadar alıştın ki
Hiç bir kalem dile getiremiyor onlara olan bağlılığını
Bu hususta biriken yalnızlığını ve saplantılarını
Sahip olduğun tövbekar mahzenden gözlerini kaçırmaya çalışırken, hangi kuvvet yok etmeyi göze almaya cürret ediyor senin kutsanmışlıklarını !
Engel olmak istemiyorsun, çünkü cevaplayamıyorsun artık o hain sorularını
Sanrıların zihnini parça pinçik ederken, unutamamaya başlıyorsun sıkıntılarını
Geçmişine dair özlem duyamıyor olman, yağmalıyor açlığını
Hiç kimse ödemesi gereken zamanda iade etmedi sana borçlarını
O yüzden vefasız oldun, etrafına saçtın kanlı yalanlarını
Bir tek pencereler masumdu, yalnız onar haklı
Bilhassa bu yüzden bağlandın onlara, anlattın sanrılarını
Eski yazılarını rafa kaldırdın, fırlatıp bir kenara bıraktın süslü ayraçlarını
Kaygılarını heder ettin, sonu belli olmayan yollarda yaraladın kargaşalarını
Haram kılarken her bedene günahkarlığını, özümsedin günden güne serzenişlerine adanmışlığını
Uzaklarda aramadın hiç bir zaman geç kalınmışlığını, sadece pencerelere armağan ettin yürekten saygılarını Çünkü yalnız onlar biliyordu,içinde gizlediğin anahtarı olmayan zindanlarını ve kahroluşlarını.
Ve .. Sarılıp çöpe attığın düşüncelerinin sırnaşıklığını.
Her bir heceyi yazarken, düşünüşlerim yasak etmeye çalıştı bir tek seni düşünmeyi bana. Fakat hâlâ anlamış değiller, bendeki kansız yara gecemin körlüğünde sızlatırken umutlarımı ara sıra, seni düşünmemeyi düşünerek bile ihanet edip sana doğru uzanıyorum adeta. Onlar bunu anlayamadılar, hem nasıl anlasınlar, seni yanımda istemek onlara yasak değildi ki. Senin bana yasak olmaman tüm ihtimalleri değiştirebilirdi. Olmadı-k. Aynı dünyada yaşayan ayrı insanlar iken, ayrı cihanlarda sevgilerini kavuşturan aynı insanlar olamadık.
Bu, çok aptalca. Hadi ama, insan istedikten sonra hani herşeyi yapabilirdi. Hani yalnızca istemek yeterliydi ?? Sana da öğretmişler aynı oyunu. İlerleyen zamanlarda bambaşka bir hayatın olduğunda, sakın bunu diğer masum insanlara aşılama, olur mu.
Bir sigara. dumanında kaybolan ruhum. Dumanında göğsünü gere gere bana karışan gururum. Ve dumanında.. Başı yere eğik, utanıyor yüzüme bakmaya. Cevaplayamadığı,uzaklaştıramadığı sorularıyla diri diri gömülen fütursuzluğum. Hikayemin sonu baştan yazıldı, ve zaten bu hikayeyi yaşamak var iken kaleme almak, onunla aldatılmak hataydı.
Öylesine yazılan bir kaç satır işte.Anlamsız çoğu zaman,sade hilekâr ve lûtufkâr.Benim için,içimi döktüğüm şu kara sayfalar,senin için hiç bir önem ifade etmiyor ey sevgili yar.Sana sevmelerimi helal etmiyorum,dibine kadar haram olsun dünyan cehennemime dönüşsün.Kifayetsiz hecelerde azrailin zulmünden kaçamayıp sıkış tebessümlerinde orada biçare kal.Azabımdan çöle dönüşsün o şuursuz gönlün.Sevme,seveme ben gibi herhangi birini.Birer birer yapışsın ruhuna,yüreğime hançerle kazıdığın yara izleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder