17 Eylül 2016 Cumartesi

Uzun bir aradan sonra. Kısa öykü tadında .


Özlem duyduğum biri var . Sıkıca sarılmak istediğim. gözleri gözlerime değdiği vakit , heyecandan delirdiğim. Varını yoğunu , geçirdiği her anını çılgınlar misali merak ettiğim biri var işte.

Biri var .. Aslında yok !  Adı yüreğime yanaşınca utancımdan titrediğim.  Benden başka kimsenin görmesini istemediğim. Etrafımdaki karalıklar gibi bir tek bana özel olmasını dilediğim.

Ah be adam. ya'saklı sevgi'lim. Hiç mi farkında değilsin seni nasıl sevdiğimin ?
Hiç mi denk gelmez bakışlarım hayatına. Hesabını nasıl vereceğim senin yüzünden çektiğim eziyetlerin ?
Tanrının karşında nasıl kendimi savunacağım. Söylesene ha !  ' Onu sevmeme sen sebep oldun. Aynı zamanda sevmemem için elinden ne geliyorsa yaptın. Senin olması mümkün değil ' dedin , ancak beni yine kahverengi bir masala inandırdın. Peki , sorarım şimdi sana. Bunu neden yaptın ! Böyle bir acımasızlığı nasıl şahsıma maruz kıldın ?  İsyanlarım. .-  Tereddütü olmayan Her gün, her dakika her an. Onsuz aldığım her nefes aslında yalan. Yaşayıp yaşamadığımdan emin değilim , inan. -  Onları da mı duymadın ¿ O kadar uğraştığım halde , tarafımca yaklaştırılmadı mı kulaklarına. Ya da .. Sevgisizlik diyarına benim aşk kokan güllerimi mi yakıştırmadın ¿ İçimden geçirdiğim fısıltılara arada bir ses ver. Sitemlerime seyrek de olsa göz yum. Gerçekten. Şu aralar hayatımı idame ettirebilmek adına neden bulmakta çok zorlanıyorum. Masalların rengi yoktur diye bilirim. Bunu bana neden yaptın ' mı diyeceğim. Kendimi nasıl anlatacağım rüyalarıma. Onun beni görmesi çok da kolay değil ama .. Ben yine de . Ah ben. Boş versene işte. Kendimi hapis etmişim hiç farkına varmadan Tanrının sevilmeyen kulları listesine. Olmayacağını bile bile . Yapmamam gereken her şeyi yapmışım nedense.  Ben buna aşk yahut sevgi demem. Karşılığı olmadığı zaman çileye dönüşür adamın mateminde. Acının üstüne yeni bir acı eklenir de .. Katlanılır gereksiz yere, o tarifi çok zor olan işkencelere. Bizzat ruhuma söz geçiremedim. Engellemek istedim. Her ne yaptıysam onu düşünmekten vazgeçemedim. Halbuki , mevzu  ne olursa olsun.. Bir şekilde durmasını, dur demesini iyi bilirdim. Yalnızca o'nda uzak kalmayı beceremedim .
Gel gelelim kalemimle de küstüm. Bunların hepsi senin yüzünden ! O hüznü yazmaya kalktı , ben neşeyi istedim. O devamlı bana karanlıktan bahsediyordu , yanlış yoldasın. Bir göz at etrafına. Tüm nesneler  , kelimeler ve harfler , hepsi aydınlığın baş ucunda. Farkına varsana ' dedim. O ayrılığı yazıyordu. Muhakkak bir arada olacağız , olmak zorundayız ' diye direttim. En sonunda kırdım işte kalbini. O bana darıldı , işin başında dinlemeliydim onu ! Verdiği emirlere itaatsizlik ettim. Velhasıl kelam , o dibine kadar haklı çıktı. Sadece.. En ufak bir karşılık beklemeden güvendiğim arkadaşıma ihanet ettim . Deftere akıttığı heceler hep yüz karartıcıydı. O kazandı , ben yine yenildim. Zaten hangi savaşta başarı benim oldu ki. Şaşırmadım ancak , bu sefer galiba ona fazla direndim.

Çok fazla duygusal takılmayı sevmem , bilirsin. Gel hadi . Gel ki , gözlerimden süzülen acıklı parçalar , aşkın denizinde demlensin . Gel ki .. Adını koyamayıp da yaşadığım tüm fırtınalar , birliktelik rüyasında nemlensin. Kaderimde altın harflerle yazılan yalnızlık yazısı , çıktın gitsin kapıdan. Kısa bir acıma hissi duymadan. O gitsin ve düşlerim bayram etsin . Kara gecenin kralı sayılan şeytan yerine , el değmemiş melekler bu yalnızlık dünyasına davet edilsin .
Korkmayayım artık sevgisizlikten ve sevilmemekten.. Gecenin üzerine perde misali sığınan karamsarlığım silinsin ! Ruhum bir şekilde kendine gelsin ve ben bir tek onun için yaşıyorum desin .
Gel de al canımı. Artık azrail ile aramda sinsice imzaladığım antlaşma son bulsun , bu kabus niteliğinde irileşen hırçınlıklar sonsuzluğa doğru yol alsın. Bende - yoktan yere ! - var olan sen , bir şekilde bitsin .

8 Ocak 2016 Cuma

Yarım kaldı yine iyi niyetlerim. Fakat böyle ruhsuz olmayı şahsen ben istemedim. Anılarım tarafından bu hale .. Getirildim !

Kendimi öyle çaresiz , öyle yorgun hissediyorum ki .. Ne yapacağım , ne olacağım konusunda hiç bu kadar şiddetli endişelerim olmamıştı ezelden beri. Karamsardım her zaman , hala öyleyim. Fakat şu sıralar gelecek mahkumiyetindeyim.

Bir insanın , hiçbir şeyinin olmaması .. Tuhaf , inanılır gibi değil ancak yol ayrımına gelindiğinde , hayallerden sıyrılıp gerçeklere gömüldüğünde .. İşte bu durum çok vahim. Yaşamak adına en ufak bir nedenim , dalım yok. Ölmem için pusu kurmuş manevi birliğim. Cesaretimiz yok . Daha doğrusu yalnızca benim . Çünkü aksi olduğunda , yani beklediğim bir takım kötü içerikli ihtimallerim mevcut tabi. Bunlar tane tane hayatıma sokulduğunda. Herşey karmaşıklaşıyor birden bire. Aklıma gelen başıma geliyor ya bir bir .. Bak sen şu allahın işine !

Bir türlü çözümleyemedim. Ne olduğumu , ne istediğimi , nasıl biri olmam gerektiğine asla karar veremedim. Düşler konusunda fazlasıyla dirayetliydim. Onlara inanma , yok say ! Nasıl olsa mevzu sen olduğunda asla sahiden olmayacaklar. Ama şu görmezden geldiğim ihtimallerin gerçek olma durumu yok mu .. Bir nebze de olsa hayata tutulmamı sağlayabilirdi benim.

Anlatamıyorum ki , kelimelerim yetersiz kalıyor bu gece defterimde. Onlar da üzülüyorlar aslında halime , de dile gelemiyorlar sırf kalbimi kırmamak adına. Ne çare.

Yok olsam diyorum. Böyle gitsem bir yerlere. Hiç tanımadığım biriyle aniden muhabbet etsem mesela. Ki eminim , bir daha bunu denemeyeceğim. Denemek ne kelime , yeltenmeyeceğim.

Çocukluğuma dönüp , yeniden yaşama niyetim var. Zamanı geri alsak , ah keşke bunu başarabilsem.. O zaman belki daha farklı biri olabilirim.

Varlığımdan memnun değilim. Bana ait olamaz diye düşündüğüm her şeyin , gerçekten de bana ait olamamasından ötürü hiç mutlu değilim , inan.

Kendimi kandırıyorum sadece. Cümlelerimdeki serzenişleri fark edemiyor musun ? Duyamıyor musun beni , anlamıyor musun. Çelişkiler, tedirginlikler ... Yarına dair hep bir şüphem var ! Kendime dair beslediğim sayısız kinim .. dudaklarımdan iki güzel cümlenin çıkmasına izin veremeyecek kadar , yaşam güzel tarzında yasaklanmış heceleri dilime dolayamayacak kadar sessizim.

Belki de bunların olmasına izin versem .. İşte , kızarım , kötü olurum asla iyilik etmem inada binerim de bunu yapamam be. Keşke ve belki ' harflerini içeren sözcükleri yazarken kullanmayı tercih ederim. O yokluğa doğru sürüklenen zavallı hayatımda.. Böyle kesin sonuçlar vermeyen cümleciklere yer yok benim. Mutluluğa inanmıyorum ki. Daha doğrusu aşkın da sevginin de mutluluğun da .. Bunlar gibi mükemmel içerikli bir takım içsel fırtınaların var olduğu ve koptuğu konusunda kararlıyım. Yalnızca bana rastlamayacağı hususunda dirençliyim.. Çünkü ne zaman ben bir şey dilediysem .. Hep başkasının oldu. Esasında ona ait kılınan benim dileğim ! kabul edemiyorum ben bunu , Tanrı başkalarına hayatı ödül olarak sundu da , ben neden hep çile çekme halindeyim ? Niçin bütün saçmalıkları benim önüme koydu ve kendimden nefret etmemi sağladı. Böyle kimsesiz olduğum için , bir tek ben mi günahkarım ? Kavrayamıyorum üstadım , İşlediğim suç ne benim. Sakın ama sakın .. Bekle , sabret deme bana ! Şunu anla , bekleyemeyeceğim kadar bekledim . Daha da bir şey istemem bundan sonra. Ben sadece kendime zarar veririm. Kalemim özgürdür ama , bir tek onu kuşatmam. O , içinden ne geçiyorsa.. Utanmadan sıkılmadan yazar. Ben sadece onun henüz büyüyememiş çocuksu ruhuna hayranlıkla bakar , çekilip bir köşeye masumluğunu izlerim.


Ve ben .. Bir şekilde aynı kalacağım.  Geleceğim asla gelmeyecek. Yıllar geçecek , yine aynı şeyleri yazacağım , karanlık ve karamsarlık noktasında gelinebilecek en şahane mevkideyim , o nedenle geçen aylar yalnızca daha kısa sürede toprağın altına girmemi sağlayacak. Muhtemelden ziyade şu da kati bir gerçekliktir ki .. Ardımdan yalnızca yazılarım ağlayacak.