11 Nisan 2015 Cumartesi

Daha çok sigara içiyorum sayende ve .. Daha fazla ölüyorum her yeni günümde .

Bir kaçış, bir kurtuluş, bir yolu olmalı. Yardım et tanrım, çıldırıyorum. Nasıl bir bataklık, ne  çirkin bir hengame bu.  Çaresizliğimden kurtulamıyorum . 


Neden diye soruyorum kendime, neden ben bunları yaşıyorum . Hangi yaratığın ahını aldım, nasıl bir suça bulandım da, ala karışmış beyaz gömleklerden sıyrılamıyorum .



Bilmeden bir günah mı işledim yoksa. İsyanlarımın farkındayım aslında. 



Dudaklarımda .. İsmini andıkça derinleşen bir yara . 



Ben gitme dedim, kalamam diye ısrar eden kendisiydi oysa . 

Şimdi ne ölüm, ne de yaşamak adına bendeki çaba. Dönmeyecek biliyorum. Bendeki pıhtıları görmeyecek, duymayacak beni. Asla sesimi işitmeyecek. Özlemeyecek de . Aramayacak hiç, nasılsın demeyecek. Hayatını gayet neşeli bir biçimde, güle oynaya, etrafına kahkahalar saça saça sürdürecek. Peki ben neden bunları yapamıyorum. Avuçlarımda .. Ufak tefek aşk kırıntıları. Atamıyorum. Onlar bende duruyor. Ve her geçen gün, saat saniye dakika.. Biraz daha ezilip büzülüyor. Fakat asla yok olmuyor. 

Her gün, yeni bir başlangıç olamaz düşüncesiyle uyanıyorum. Geçmişime dair tecrübem, geleceğime ait endişem yok. Yalnızca takvimlerden bir gün daha eksiliyor. Düşlerimde can kırıkları, ellerimde kocaman hayal kırıklıkları. Bende artan ya da azalan hiçbir mucize yok. Her şey onun bıraktığı gibi. Enkazlarım darmadağınık, depremlerim aynı. Gözlerim gıdım gıdım sisli puslu. Ağlamaklı oluyorlar, tam buna yelteniyorlar, sonrasında vazgeçiyorlar. Bir hata işleyeceklerini sanıyorlar besbelli, yalnızca onlar görüyor ayna karşına dikildikleri anlarda içlerinde sığınan çirkef acıyı . 



Niçin tüm günahlar üzerine saklanıyor yüce yaratıcım, neye dayanarak ' gel ' diye haykıramıyorum . 



Oysa ki .. Kalmasını istemiştim. Gitme demiştim. Tamam, yanına yamacına kolay kolay sokulamam. Yakın davranamam belki , utanırım, gönlüne sığınamam. 



Bir omuz isterim senden sadece. Hani an gelir de başımı koyup huzur içinde uyurum belki diye.  

Çekinirim yine de, ruhuna yaslanamam. 


İstediğim sadece yanımda var olmandı. Sinirlendiğim zaman birkaç tatlı söz ile ruhumu okşamandı. Hislerime dokunmandı beklediğim tek şey, yeni bir sancı istememiştim senden. Tarafından sevilmekti, sevmeyi öğrenmekti.  Yarınlara mutlulukla bakıp, geleceğe merhaba diyebilmekti. Biz olabilmekti vesselam, aynı sabahlara uyanmak, aynı sıkıntıları birlikte alt edebilmekti. 

Kelimelerimle anlatamadığımı davranışlarımda belli ederdim. Sen yeter ki bende kal, her şeye razıyım derdim. Gözlerimde barındırırdım sevgimi. Tek bir bakışına aşık olabilir , tek bir sözüne hayran kalabilirdim.  


Bilirim, pek belli edemedim hislerimi. Ne sana hissettirebildim, ne de ben kabul edebildim seni istediğimi. 


Hiçbir şey yolunda gitmez çünkü mevzu ben olduğum zaman dünyada, gecenin rengi değişmiş, siyahı terk etmiş o sarılmış kırmızıya. Tanrının benden alacağı tek intikam tek öc bu ya, seninle sınadı beni. Daha fazla yol almamı sağladı karamsarlık hususunda .  



İnan .. Bu yaşıma kadar ben hiç böyle yapmadım. Tatmadım bu duyguyu, sevdaya kapılmadım. 


Savrulmadım aşkın çöllerinde, ben seni hiç yaşamadım. 


Bundan dolayıdır ki, sana karşı kifayetsiz kalışım. Bundan ötedir ki, sessiz sessiz ağlayışım. 


Gideceğini biliyordum zaten. Ve şimdi .. Seni yazan her ünlem, anlamsız mütemadiyen . 


Saat sabahın dördü olmuş, yorgunum uyuyamıyorum. Uyusam uyanamıyorum. Hangisi işime yarar, düşünerek delirmek mi yoksa def olup gitmek mi. Tek bir bildiğim var, beynimi kemiren terbiyesizliklerden bir türlü uzaklaşamıyorum .Ne yapsam ne etsem. Nereye baksam sen. Nasıl bir hapishane oluyorsun da, dört bir yanım deniz olduğu halde, limanına bıraktığım demirlerimi toplayamıyorum ? Malesef bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder