18 Kasım 2012 Pazar

düşüncelerimdeki düşlerim mi ? sen onları var mı sanıyorsun ¿ ben çoktaan yok ettim, ve yalnızlığa alışıverdim. Kusura bakma, rüyalara inanmam ben, yanılıyorsun.

Demiştim ben..
O bırakıp gidecek seni 'demiştim.
En sevdiğin anda terk edecek ! ' demiştim.
Varlığını yokluğa çevirecek ' demiştim.
O seni yürekten öldürecek, tüm anılarını utanmadan, arsızca
Bahaneler üretecek hesapsızca, yarım kalan ruhunu tamamen yok edecek umarsızca ! demiştim.
Demiştim ben !
Hayatının anlamını bağlama O'na, görmekteyim yolun bitimini, yaklaştın iyice sona.
Gül bülbülüe çektirdi acıları, sen de benzeyeceksin buna..
Daha fazla bağlanmadan, gönlünü kaptırmadan devam et kendi yoluna .. '
Uğraşma.. Değiştirmeye çalışma kendini, o sadece sen olduğun için kabul etmeli seni.
Kendini sende bulmayı başardığı için seni sevmeli.
Gözlerine baktığında içi gitmeli, dokunmaya kıyamamalı,
Ruhuna tattırmalı sevgi denen o mahşer gününe benzeyen hisleri
Sende olan tüm anlamsızlıkları o da hissetmeli ve bunun adına 'aşk' denmeli..
Gün gelecek ölümden daha beter acı çektirecek,
Çektiğin ızdırap seni senden edecek, nedenini bilemeden ruhun titreyecek
Bakmaya kıyamadığı gözlerinden yaş yerine karanlıklar düşecek
Kanlar sızacak bedeninden, ellerin üşüyecek
Seviyordum lâkin, artık sıkıldım senden' diyerek..
Ansızın, hiç beklemediğin bir zamanda çekip gidecek !
Seni seviyorum diyen diline, ' hiç sevmedim ki, sevmiyorum.
Sen sevmeyi bilmiyorsun, dokunamıyorsun bile.
Üzgünüm, artık yeter çekilemez olmaya başladı bu saçma çile ' cümleleri eklenecek.
Anlatma onu kalemine, sadece O'na dair cümleler yazma.
Düşleme, kurgulama tatlı hayaller, bunlar da düşecek su akmayan ırmaklara.
Aşk mı, sen mantığını kullanırsın. Hiçbir kul inanmaz bu tür masallara !!
Alışırsan kopamazsın, bağlanırsan bırakamazsın,
Kurtul şu hislerinden, onları tenha bir kutuya koy, orada bırak ..
İyi muhafaza et, kendinden bile sakla.
Sen dayanamazsın bu hileli acıya, herhangi birinin onlara ulaşmasını yasakla. '
Demiştim ben, söylemiştim sana defalarca !
Alışma sakın, aldanma.
Olmayan bir rüyaya kendini kaptırma.
Sevginin varlığını kitaplarda okudun sen, inanmadın ki dünyadaki riyakarlıklara
Şimdi, tut yalnızlığının elinden, götür kendini bu şehirden
Sırtını gerçek aşkın olan yalnızlığına yaslayıp haykırarak ağlayacaksın sonunda
Boş hayallere dalma, duygularını kendinde yatıştır, aşk denen çöp kutusuna atma.
Kendini sakın paylaşma, ömrünü O'na adama, yapma !..
Yasaklıdır O'nun gözleri, kendini tut, bakma !
Hayallerini kandırma. Ateşlere atma, bunlara değmeyecek biri O , sakın O'nun ruhuna tapma ! '
Demiştim be yüreğim, demiştim zaten ben sana..
Dinlemedin beni, yok saydın kitapsızca .
Varlığını O'na adadın, umarsızca.
Sırf O'nunla yaşadın, O'nunla tutundun hayat denen zevk-ü sefaya.
O'nunla anlam buldun, O'nunla tapınak oldun dünyaya..
Demiştim lâkin,sözümü geçiremedim ben sana.
Şimdi ağla desem boş, ağlama desem palavra.
En kötü ağrıdan bile daha acı geliyor bu sızı sana.
Ölümden beter, yaşamdan vahim. Zamandan kötü, yalnızlıktan elîm,
Fakat, hak ettin sen bunu, benim lütufkâr yüreğim.
Ve şimdi,
Katlan katlanabilirsen aşk denen bu acımasızlığa.
Dayan.. Dayanabilirsen kendini ve yaşanılanları unutturabilecekse eğer, ağlamaya .

6 Kasım 2012 Salı

bana dair sen

Bana dair sen..
Umutsuzluksun. Çarelerimin içindeki en büyük çaresizliğimsin.
Sevgisini Tanrı'dan dilendiğim bir rüya gibi, olasılıksızsın.
İmkansızlığın adısın sen benim için.
Her saniye sesine ihtiyaç duyduğum bir müzik gibisin.
Herkesin söylediği lâkin sırf bana ait olmasını istediğim bir şarkı gibi
Herkesin gerçek olarak kabul ettiği ve bildiği,
Birtek benim canımı kızgın ateşlerde yakan, ruhumu acıtan bir düş gibi..
Sahip olamadığım sarhoşluğumun adısın sen, çöpe atmaya kıyamadığım anılarım gibi.
Beni yüceltmesi gereken acılarım gibi. Seni yazdıkça kıskançlıktan çatırdayan yazılarım gibi.
Bana göre sen, bir çiçek misali herkesin dokunduğu, beğendiği..
Birtek ben bakınca özlendiği bilen yeşermemiş bir fidan gibi
Körpeciksin, masumsun, tazesin. Hayatın gerçeklerini henüz tadamamış, bu nedenle ufak tebessümlerle mutluluğunu tamamlamış bir kelebeksin.
Herkesin bildiği aşikâr olan bir gerçek, ancak benim en özel ve öznel sırrımsın.
Bana dair sen,kalemimin yazarken hüzünlenip ağladığı birkaç yarım satırsın..
Okunduğu zaman hemencecik biten, ruhumu hayaller kervanına sürüklemeyi becerebilen birkaç ufak satırsın işte gözümde ve gönlümde.
An gelir, kelimelerim kıskanır seni kendinden.
Kızarlar bağırırlar bana, karşı çıkarlar bazen bu aşka.
' Neden hep o'nu anlatıyorsun, biziz seni dile getiren. Bizi resmen aldatıyorsun ! '
Saldırırlar cümleleriyle, kendimi vurmamı isterler düşüncelerinde.
Ben düşünce, onlar da düşer hecelerinde.
Kelimelerimin arada bir böyle şahlanmalarını görürüm.
Görürüm de, yine de seni anlatmaktan vazgeçemem..
Bana dair sen, sol yanımda taşıdığım bir hançersin.
Düşündükçe canımı yakıyorsun, ruhumu kanatıyorsun..
Kalemimle kağıdımı sinirlendirsen bile, arada bir bizi sihirlendirsen bile, tüm bunlara rağmen seni anmaktan ve hissetmekten vazgeçemem.
Çünkü, her ne kadar sol yanımda bir yerleri yaralasam da, ben sana tiryaki olmuşum
Ayrılmayı beceremem.
Sen benim zihnimdeki düşüncelerimi meydana getiren , arzuladıkça çıldırmamı isteyen
Doğrularımın içindeki yanlışlıkları görmemi engelleyen bir mızrak gibisin.
Özledikçe seni, yaralanıyorum. Çektiğim sızılara rağmen, yine de inatla bağlanıyorum.
Aramızda göremediğin bir bağ var aslında, bilinmeyen.
Ve bizi koparılamayacak bir şekilde birbirimize kenetleyen..
Sen benim, cevabını hiç bir şekilde bulamadığım, gamzelerini türlü türlü cinayetlere acımadan bulaştırdığım diğer yanımsın.
Çözümsüz bir bulmaca gibi, gece gündüz rüyalarımı süsleyenimsin.
Tüm bedbahtlığına rağmen gecelerimi esirgeyemediğim tek emelimsin.
Kimi zamanlar gülüşlerimin nedensizliğini sevdiren kötü bir ecelsin.
Herşeye rağmen, sana, bana, bize..
Hainliğine, yüzsüzlüğüne, çirkinliğine rağmen..
Düşlerime ve gülüşlerime baharı getiren tek güzelliksin.
Sen benim beşinci mevsimimsin. Ömrümden ömür çalan, arada bir daraltan, beni kızdırıp bağırtan, serzenişlerimdeki sessizlikleri yanıltan,
Ufak, mızmız, yaramaz, çekilmez, haylaz mı haylaz bir meleksin.
Tek bir tebessümünle hislerimi kendinden geçiren berduş gazelimsin.
Peki ben, neden bunu yapıyorum ..?
Bilmiyorum, bilemiyorum fakat, ben her haline bağımlı kalıyorum elimde olamayarak.
Sevmek istediğim, kaderimi yazmasına özen gösterdiğim , bana ve ruhuma işleyip dokunmasına izin verdiğim, yine de ' seni seviyorum' diyemediğim tek dünyamsın.
Bana dair sen, tarifini yaparken bile yeterli harfleri bulamadığım, kullandığım kelimelerin anlamsızlığına şaştığım, mutsuzlukla savaşırken mutlulukla yarıştığım, geçmişimle barıştığım
hayallerle tanıştığım, kendimle kapıştığım, siyahında dünyalar kurup anlamsızlıklarıyla yatıştığım koyu, sisli bir gece gibisin.
Hırçınlıklarımsın, kavgalarımsın, ruhumu ömrüne adayıp, ruhunu ibadethane'm yaptığımsın. Adını kalbime aşkla kazıdığımsın. İyileşmesini istemediğim yaralarımsın.
Dünlerim bugünlerim, anların saatlerim, aşklarım ölümlerim.
Dar ağacında asılı kalan heveslerimsin. Yaşamamı sağlayan nefeslerimsin. Henüz tamamlayamadığım kelimelerimsin. Korkularımsın, barınağımsın, limanımsın.
Öyle hoş, öyle naif, öyle temizsin ki..
Bana dair sen.. anlatılması imkansız olan tek gerçeksin.