24 Ağustos 2012 Cuma

..

Seni sevmek..
Yanan bir ateşe hiç korkmadan,yıkılmadan dokunup ilmihâl misali okunmak gibi
Duygu denilen acizane mahremlerin isteklice ortaya dökülmesi gibi 
Bir idam mahkumunun dar ağacına asılacağı günü beklemesi gibi
Seni sevmek.. İmkansızı başarmak gibi.
Her yeni güne yeni umutlarla başlamak gibi
Her gece düşlerime seni saklamak gibi
Seni saklamayı başarabildiğim o ucube kuytu köşelerde,yakalanacağımı bile bile saklanmak gibi
Seni sevmek.. Bir mucize gibi.
Her saniye seni düşünmek gibi,
Aşk denilen mükemmelliği ruhumda ve hücrelerimde her an hissetmek gibi
Hesap sorarken sana, azarlarken en çirkin yazılarımla,
Gözlerine baktığım dakikalarda sevildiğimi bilmek gibi
Sevildiğimi bilmek ve bundan asla vazgeçememek gibi..
Seni sevmek.. Bütün kötü hislerimi sana hapsetmek gibi
Sadece ihtiyaç duyduğumda değil,her an yanımda olduğunu bilmek gibi
Yahya Kemal'in roman yazması,Mevlana'nın çilehane'ye saklanması,
Nedim'in aşklarından kaçması gibi.
Seni sevmek..Kalbimde olan yerinin beynimin en ücra köşelerine sığınması gibi
Seni harf harf, kelime kelime anlatmaya çalışırken çektiğim işkenceye ömrümü adamak gibi
Sana dair hiçbirşey yazamamak, seni yaşayamayıp kahrolmak..
Lâkin en sonunda şair olmakla suçlanmak gibi
Yalnızca seni kıskanmak gibi seni sevmek.
İçtiğin sigaranın dudaklarına değmesi,dumanının ciğerlerine işlemesi
O anda hissettiğin huzuru benimsemek gibi seni sevmek
Seni sevmek.. Asla paylaşamamak demek.
Gözlerine bakmadan, tenine dokunmadan, ellerini tutmadan yaşayamamak demek.
Seni sevmek, sensizken ölmek demek.
Yanımda olamadığın her an, tiryakisi olduğum gözlerini düşlemek demek.
Ruhuma seni gömmek demek, bensiz adım attığın her yeri yakıp yıkmayı istemek demek
Seni sevmek, ben'i hissetmek gibi, ıssız bir adada bulduğum en tatlı huzur demek
Öyle birşey ki seni sevmek, bazen gözlerimdeki sevincim, bazen dudaklarımdaki hıçkırıklarım,
Ve bazen de kelimelere sığdıramayıp,
Kimi zaman rüyalara kimi zaman kağıtlara kazıdığım demek. 
Adını tüm dünyaya hiç korkmadan haykırabilmek demek
Çocukluğumdaki masumiyetlerim, gençliğimdeki günahkârlıklarım demek
Seni sevmek..Hiçbir şeyden yılmamak demek
Kendimden geçip sendeki benliğime kavuşmak demek
Kısaca seni sevmek..
Bütün ukalalığım,yalnızlığım,hatalarım,söylemekten çekindiğim bir yıldız masalı gibi görünen sözlerim
Boğazıma takılan hıçkırıklarım,çocukluğumdaki hırçınlıklarım..
Avuçlarımdaki varlığın,yüzlerce yıllık korkularım,
Gün ışığına çıkaramadığım duygularıımı yolmak demek.
Seni sevmek.. Kelimelerle anlatılamaz bir durum,
Bunu sadece ve sadece yaşamak gerek.


7 Ağustos 2012 Salı

..

Ben.. katil oldum bu gece.
Dilimden süzülüp pişmanlığımı ifade edemeyecek sırlarımı döktüğüm yalnız gece
Kalemimden dökülüp umutsuzluğumu ifade edecek, yeri gediğinde tek bir hece
Yokluğunu varlığa çevirmeye çalıştım sinsice
Beceremedim elbette, dağlardan kıyıya vuran kanadı kırık bir kuş gibi kalakaldım öylece..
Yine canı yanan,acı çeken, yine bülbül gibi feryat eden, gül misali sevgi dilenen, ben oldum !
Çektiği acıları yalnızca kendisi bilen, zamanla o acıları bile seven tek kişiyim ben.
Mutluluğa adanmış iki masum gözden muhteşem caniler yeşerten ben oldum.
Ben katil oldum yine bu gece. Şahsına münhasır, edepsiz bir yüreği gönülden sevince.
Varlığında sensizliği yaşarken, her gece yolunu gözlemekten harap ve bitap düşerken,
Uykunun anlamını unuturken, yaşananları düşündükçe için için ağlarken ..
Yüreğime, bedenime seni unutturmaya çalışırken,
Katil oldum yine bu gece sevgilim..sebepsiz yere..
Ben aşkı sadece gözlerde aradım
Ben aşkı sadece senin ruhunda tatmaya çalıştım.
Ben aşkı bir yıldız misali, geceleri gökyüzünde parıldayan
Ulaşılması güş ve bazen imkânsız olan,
Lâkin günü gelince diğer yıldızlar gibi yüreklerden kaymayan bir duygu olarak gördüm..
Ve ben, yine bu gece katil oldum sevgilim
Çünkü, varlığımı oluşturan aşkı sende bulacağımı düşündüm.
Emindim,kararlıydım,yanılmayacaktım.
Sonunu bildiğim bir rüyaya dalmayacaktım, dipsiz kuyularda kalmayacaktım.
Sonsuzluğun peşinde koşmaya kalkışmayacak, yarım yamalak bir yola çıkmayacaktım..!
Gel gör ki, ne beden anladı bu dili, ne de ruh ele geçirebildi varoluş nedenini.
Yanılmayacağımdan eminken, yanıldım.Aşkı sende bulduğuma dair zihnimi kandırdım.
Yokluğunla , vuslatınla kahroup yandım. Yarım yamalak bir uçurumun ortsında tek başıma kalakaldım.
Olmayan bir duygunun varlığına inanıp hayatı ve gerçekleri yoksaydım.
Ne sana söz geçirebildim, ne ruhuma hükmedebildim,
Okyanusun en derin sularına ruhumu saldım ve onu orada bıraktım.
Yoruldum anlıyor musun ? kendimle savaşıp yenilmekten usandım !
Asla kabul olmayacak bu duaya amin dediğim için sol yanıma kızdım, adını sildim oradan, tamamen kazıdım. Bir yolsuzluğa yuvarlanır gibi kendimden habersiz kayboldum, daraldım.
Gözümün önündeki gerçekleri gördüm, afalladım.
Dağlara, taşlara, duyana duymayana ' ben onu sevmiyordum zaten ! ' diye bağırdım.
Çığlık attım, haykırdım.Attığım çığlıklarda kendimi boğdum..
Güzel adına kurduğum düşleri kıskandım, karaladım.
Zamanında haklı bulduğum saçma sanı'larımın haksızlığını kanıtladım.
Herşeye bir son vermeye çalıştım, lâkin başaramadım.
Dalarken geçmiş günlere, anılara, kıymetlere , verdiğim değerlere, yoksaydığım gerçeklere..
Denizin en kuytu barınağında emelimi bulup hayalini kurduğum için,
Ben yine katil oldum sevgilim.
Çünkü sonunda hem seni hem de kendimi yoketmeyi başardım !
Sarıldım, yokluğunla seviştim ağladım.
Seni aldattığım için her hücreme darıldım.
Ve beynimi kontrolden çıkardım, söylenen her masum yalana fütursuzca inandım.
Ve kalbimi.. Sandık sandık içinde pek çok kilit koyup kapattım
Anahtarlar mı ..? Onları en kötü hücrelerime bağladım ve serbest bıraktım.
Tek bir anahtar bütün sandıkları açacak
Fakat ne anahtarı ne de sandıkları bulmayı başarıp imkânsıza kavuşan asla olmayacak !