21 Mart 2015 Cumartesi

Kısa bir mektup tadında, yazılmamış kelimelerim var aslında . Eleştirilmekten hoşlanmıyorum,bana ait fikirlerine kendine sakla .











İnsan, her bir şeyler değişsin diye bekler. Hani bir umudu vardır, imkansız adı takılan saçmalıkların gerçekleşeceğine dair. Küçücük bir hevesi ve buna mukabil gayrı meşru bir biçimde peydahlanan niyeti vardır işte. Nereye giderse gitsin, onu hep avuçlarında taşır. Kaybetmekten korkar da, bazı anlarda sırf yok olacağına inandığı için aptallaşır. Sonra, bakar ki ..Elinde avucunda hiçbir şey yok ! Dalında diyarında ufacık bir gül yok. Ne yapar bundan sonra, neye, kime, hangi söze niye inanır ? Elbetteki silinir her bir neden. Karanlığa küsmüştür, körpe bi bataklığa düşmüştür, aydınlığı kıskanır. Ne etrafına yaydığı sıcaklıktan ötürü ısınacağı bir güneş, ne de sarılarak uyuyacağı düşleri kalır. Bazen, geceleri doğar güneş. Ve ona hiçbir zaman layık görülmez eş. Yakalayamaz hiçbirini, ne gündüzü ne de geceyi.. Öyle, tam sıyrılıp gidecekken dünya denen bu mel'un mecradan, geçer ayna karşısına kendisiyle hesaplaşır. Neydim , ne oldum der . Kocaman dertlerime yeter mi ki bu küçücük beden gömülen yer ? Hayallerim vardı bir zamanlar benim de. Herkese böyle adaletsiz mi yazılır bu kalleş kader ? Yazmasın kalemim, kuruyup da solmasın, küflenmesin bendeki o şahane defter . Açılmasın perdeler, koklanmasın o güzel güller. Bir kenarda unutulsun, sevdiceği düşünülerek alınan hediyeler. Kör geldim, kör giderim. gereksiz düğümlerden oluşan çözümsüz bir zulümdeyim, boşa nefes almaktansa ölmeyi tercih ederim. Başka neyleyim .



İki - üç cümle ile hayata dair ne düşünüyorsun diye sorsalar bana, tek kelime ile nefret ' derim. Kendisinden nefret ediyorum, nefret ne kelime kalıplaşmış ve taşlaşmış düşüncelerim var etrafımda, nefretin ötesine geçmişim hatta , benim yanıtlarım bu kadar kısa .