19 Mayıs 2014 Pazartesi

Yenibirdenemesonkiüç


Çok da çirkin yazarım.. Umurumda mı sanıyorsun ? 
Ben sana değil, seni anlatmaya çalıştığım sessiz hecelerime taparım .Tarafımdan çok mu önemseniyorsun, boş versene yahu, ölümü bekleyen, gece gündüz gelmeyecek olan bir hayaleti sessiz sessiz düşünen, gerçekleşmeyecek olan düşlerin peşinden koşmayı beceremeyen, her yeni gün her yeni dakika kendini diriltip yeniden öldüren, telefona baka baka sade - burada sade, saf-katıksız olan anlamında - ömrünü geçiren, aylarının hesabını yıllarından vermesini isteyen, yaradanının yarattığını unuttuğu umutsuz bir kulum. Bu durumda, dikkate almama gereken daha hususi olayların olması konumunda, seni önemsediğimi mi sanıyorsun ..?

Doğruluk payın fazlasıyla var bunda, hem de yüzdü yüz eminim; haklısın, yanılmıyorsun. Bunu planlayarak çok iyi yapıyorsun da.. E o halde, beni neden üzüyorsun ! 
Evet, evet bu konumda bilinçliyim artık fazlasıyla.. Benim olmayan, ruhuma ait kılınmayan yapmacık bir maneviyatta yaşamaya çalışıyorum. Aslında bu savaşın peşini de bıraktım, ben zaten yaşamıyorum. Sen, varlığı kanıtlamayan tek gerçeğim, fazlasıyla hislerimde eksiksin, sen aslında.. yoksun. Ve ben, gerçekleşmesi mümkün kılınmayan her gerçekten, nefret ediyorum . Anlayamadın değil mi ? Şöyle belirteyim, sen henüz var kılınamamışken, ben seni yaşıyorum . Ve sonucunda da,, Olmayan'ımı yazıyorum, işte tüm mevzu bahis bu. Haydi Yüce Tanrı'm, karşılaştır artık şu azraille yolumu, ve tek bir celse de oluştur sevine sevine sonumu . Haydi, ulu Tanrı, senin adaletin bu mu ? Her ümit, yarım mı bırakılmalı, bunun daha adil bir seçeneği yok mu ? Yoksa.. Azrailin korktuğu zamanlara mı denk geldik, zihnime yerleşen her bir sıkıntı, yalnızlığın kokusu mu .